Sinemanın Felsefi Düşünce ile İlişkisi: Badiou ve Deleuze
Ulus Fantazisinin İmgesel Durağı: The Water Diviner
Mart , 2017
Yeni Kitaplar
Mart , 2017
Dil en
Konular Sanat
Bölüm Makale
Yazarlar

Yazar: Ebru THWAİTES DİKEN (Sorumlu Yazar)

Tarihler Yayımlanma Tarihi : 14 Mart 2019

İçinde yaşadığımız toplum imgelerin gerçekliği kurduğu, yönetimselliğin görsel dispositifler (tertibatlar) dolayımıyla sahnelendiği sinematik bir toplumdur. Günümüzde sinema önemli bir yönetişim aygıtıdır. Bu makale ilk olarak modern toplumlarda iktidarın bakış üzerinden nasıl örgütlendiğine, bu temelde de sinemanın modernite ve gösteri kavramıyla olan ilişkilerine odaklanır. Sinema bir yönetişim aygıtı olmasının yanı sıra, aynı zamanda toplumsal bir olgudur. Gerçekliği imgeler yoluyla temsil etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal gerçekliği ve toplumsal bilinçaltını kurar. Bazin’in (2011) de söylediği gibi, seyircisine felsefi düşünme için gerekli araçları sağlar. Bu makalenin amacı Badiou ve Deleuze’un sinema ve felsefi düşünce hakkındaki görüşlerini karşılaştırmalı olarak incelemektir. Her iki düşünür de sinematik düşüncenin felsefi düşünceye indirgenemeyeceğini, ancak sinemanın her zaman yeni varoluşve düşünme biçimlerini çağıran felsefi bir karşılaşma olduğunu söylerler.

Badiou, Deleuze, Sinema, felsefe, modernite, gösteri, Sembolik düzen

Türkçe